BLOG

EOM MÜHENDİSLİK |  Kocaeli Otomasyon, PLC, Endüstriyel Ürünler

EOM MÜHENDİSLİK |  Kocaeli Otomasyon, PLC, Endüstriyel Ürünler Otomasyon

  Otomasyon, bir iş üzerinde ki enerjinin insan ve makine ile paylaşılmasıdır. Günümüz teknolojisinin ileri düzeye ulaşması nedeniyle makineleşme artmaktadır. İnsan gücünün azaltılıp makinelerle işlerin daha kolay yapılabilmesi amaçlanmaktadır.

   Hayatımızın her alanında yer alan teknoloji, gün geçtikçe geleceğe sağlam adımlar atmamızı sağlıyor. Teknolojinin ana elemanlarında biri olan otomasyon bir çok yerde karşımıza çıkmaktadır. Otomasyonun bütün kullanım alanlarını inceleyerek dünyadaki makineleşme üzerine fikir sahibi olabiliriz.

 

Otomasyonun Kullanım Alanları

 1) İmalat Sektörü:

 Üretimde otomasyonun kullanılması ile birbirleri arasındaki benzerlik oranı arttırılmak istenir. Yani üretilen bir ürünün tüm özellikleri aynı olması istenir. Bunu mekanik olarak yapmak biraz zordur. Çünkü az çok oynamaktadır. Eğer uluslararası çalışmak veya sektörün öncüsü olmak hayali kuruyorsanız bu ufak oynamalar size engel olacaktır.

Üstelik mekanik makinelerde yaşanan sıkıntılar size vakit kaybetmekte ve işlerinizi engellemektedir. Otomasyon Sistemleri ile sorunsuz bir şekilde üretim sağlandığı için daha fazla üretim imkânı sunar. Üstelik bilgisayar ile çalışıldığı için sizlere hata raporu sunulabilmektedir. Ne kadar üretim yaptınız, ne kadar kaldı, ne zaman arıza verdi ve daha birçok bilgiyi sizlere sunabiliyorlar. Otomasyon sistemleri üretimlerin vazgeçilmezi.

 2) İnşaat Sektörü:

 İnşaatta otomasyon kullanımı ise çok farklı bir zevk. Mükemmel bir kontrol imkânı sunuyor. Evinizdeki tüm aletleri bilgisayarınızdan ve terminal denilen dalga dümenler vasıtasıyla kontrol edebiliyorsunuz. Odanıza parmak iziyle girin, ışıklarınızı otomatik kontrol edin, perdelerinize seslenin ve kapansın.. Evde kullanabileceğiniz otomasyon yalnızca sizin hayalinizle sınırlıdır.

 3) Elektronik sektörü (PLC):

 Endüstriyel kontrolün gelişimi PLC'lerin gerçek yerini belirlemiştir. İlk önce analog kontrolle başlayan, elektronik kontrol sistemleri zamanla yetersiz kalınca, çözüm analog bilgisayar adını verebileceğiz sistemlerden, dijital kökenli sistemlere geçmiştir. Dijital sistemlerin zamanla daha hızlanması ve birçok fonksiyonu, çok küçük bir hacimle dahi yapılabilmeleri onları daha da aktif kılmıştır. Fakat esas gelişim, programlanabilir dijital sistemlerin ortaya çıkması ve mikroişlemcili kontrolün aktif kullanıma geçirilmesinin bir sonucudur. Mikroişlemcili kontrolün, mikroişlemci tabanlı komple sistemlere yerini bırakmak zorunda kalması, Z80 ile aylarca süren tasarlama süresinin yanında, baskı devre yaptırmak zorunda kalınması ve en küçük değişikliğin bile ağır bir yük olmasının sonucudur. İşte bu noktada PLC'ler hayatımıza girmeye başlamıştır.

 3) Geri dönüşüm sektörü:

İnsanoğlu tarafından tüketilen atıklardan, değerlendirilebilen atıklar çeşitli fiziksel veya kimyasal işlemlerle ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dâhil edilmesine geri dönüşüm denir. Atıkların geri dönüştürülmesi otomasyon sistemleri sayesinde kolaylaşmıştır. Atıklar içindeki cam, demir, bakır, alüminyum, krom, nikel, bronz, plastik ve kağıt/karton gibi atıklar çeşitli işlemlerden geçirilerek yeni bir hammadde olarak değerlendirilebilmektedir. Hammaddelerin sağladığı dönüştürme yetisiyle makineler atıkları düşük bir enerjiyle oluşturur. Bu gibi maddelerin geri kazanılması ve tekrar kullanılması, tabii kaynaklarımızın tükenmesini önleyeceği gibi ülke ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ithal edilen hurda malzemeye ödenen döviz miktarını da azaltacak, kullanılan enerjiden büyük ölçüde tasarruf edilecektir.

4) Tekstil sektörü:

Geçmişten günümüze birçok teknolojik çalışmaların gerçekleştiğini belirtmiştik. Günümüzde otomasyonun tekstil sektöründe çok yararlı olduğunu söyleyebiliriz. Dokumacılıkta insanın etkisini göz önünde bulundurmak kaçınılmazdır. Bir sektör olma dışında aynı zamanda bir sanat alanı da diyebiliriz. Otomasyon insanların işlerini kolaylaştırmıştır.

5)  Enerji sektörü:

Enerji ihtiyacının tam, zamanında kaliteli ve ucuz karşılanması, enerjinin en tasarruflu şekilde kullanılması sosyoekonomik gelişimin ve kalkınmanın en gerekli unsurlarındandır.

Enerji ihtiyacını ucuz karşılamanın ve en önemlisi mevcut enerjiyi verimli şekilde kullanmanın en etkin yolu enerjiyi kontrol etmektir. Elektrik enerjisine olan talebin artmasına karşın, yaygın enerji kaynaklarının kısıtlı ve tükenebilir olması,  yüksek maliyetli yatırımlar gerektirmesi, ileri teknoloji ve yetişmiş insan gücüne duyulan ihtiyaç, enerjinin verimli kullanılmasının önemini göstermektedir.

Uluslararası standartlara uygun olmayan sistemlerin kullanımı, teknolojinin getirdiği avantajlardan yararlanmamak; kayıp ve kaçakları ve dolayısıyla maliyetleri arttırdığı gibi can ve mal güvenliği açısından da büyük riskler taşımaktadır.

Bu riskleri ve kayıpları asgariye indirmek ve enerji sarfiyatını en optimum seviyede tutmak vazgeçilmez hedef olmalıdır. Bu hedefi gerçekleştirmenin en etkili yolu; enerjinin, üretimden tüketildiği son noktaya kadar kontrol altında tutulduğu ve en uygun senaryoya göre kumanda edildiği, enerji parametrelerinin izlenip sistemin takip altına alındığı otomasyon sistemleri kurmaktır.

 

Otomasyonun Avantajları Nelerdir?

Bir fabrikada otomasyon sistemi kurulduğunda yönetici sistemin tamamını görebilir, herhangi bir sorun olduğu otomasyon sayesinde sorun direk görülür ve düzeltilir. Sisteme bu denli hâkim olmak fabrikaya hız, kalite, maliyet düşüklüğü ve rekabet üstünlüğünü getirir.

 

Otomasyonun Dezavantajları Nelerdir?

Otomasyon’un dezavantajlarına bakarsak aslında tek bir tane olduğunu görebiliriz. Otomasyon’un kurulması çok büyük bir maliyet getirir. Bu da fabrika için büyük bir yük oluşturur.Birçok otomasyon kendini uzun vadede amorti eder ve diğer getirileri ile beraber fabrikanın büyümesini ve daha fazla kâr elde etmesini sağlar.

 

Otomasyonla Gelecekte Olabilecekler

1) Asgari ücret artışı robot sektörü başta olmak üzere otomasyon yatırımlarını tetikleyebilir.

2) Enerji verimliliği, MES yazılımları, yapay görme yatırımlarının önü açık görünmektedir.

3) PLM konusunda firmalar tanıtım ve hazırlanma faaliyetlerini sürdürmektedirler, bu pazarda kımıldanma başlayabilir.

4) Kısa vadede özellikle emniyet otomasyonu çözümleri pazarı yasaların sıkı bir şekilde uygulanması ile neredeyse iki katına çıkartılabilir.

5) Lojistik sektörünün gelişmekte oluşu otomatik depoları ve konveyör otomasyonunu da içeren intralojistik yatırımları üzerinde pozitif etki yapmaya devam edecektir.

6) Makinelerin mekatronik yapıya daha hızlı dönüşmeleri piyasa talebi ile gerçekleşebilecek bir konu olduğundan özellikle eğitim kurumlarında mekatronik programlarının yaygınlaşmakta oluşu olumlu sonuç verebilir.

 

Hazırlayan: Gökhan BAYRAKTAR